Cumhuriyetimizin 100. yılına özel beste
Mehmet Kalyoncu’yla geçen yıl Marka Konferansı’nda tanıştık.
Marka sahnesinde “Tasarımla Dönüşmek ve Sosyoekonomik Fayda Yaratmak” hakkında konuştuk.
Kendisi Kalyon Holding ve İGA Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye Tasarım Vakfı kurucusu, GYODER Başkanı.
Çalışkan, disiplinli ve beste yapacak kadar müzikle ilgili.
Müzik çalışmalarını sosyal medya hesaplarında da zaman zaman paylaşıyor.
Pazar akşamı Mehmet Kalyoncu, Cumhuriyet’in 100. yılı için kendi sözlerini yazdığı ve bestelediği ‘Emanet’ ile Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı sahnesindeydi.
Piyanosuyla ‘Emanet’i seslendiren Kalyoncu’ya şef Kerem Esemen yönetimindeki yaklaşık 70 kişilik İstanbul Film Müzikleri Orkestrası eşlik etti.
Mehmet Kalyoncu, konser sonrası yaptığı açıklamada şöyle özetliyor: “Emanet parçamızla ilgili mayıs ayında çalışmalara başladığımda şu düşünceyle kendimi karşı karşıya buldum, ‘Ülkemizde bunca besteci varken, bu iş bana mı kaldı?’ ‘Evet bana kaldı’ diyemem. Cevabını eserimizi dinleyecek olanlar verecektir. Ama şunu söyleyebilirim; ‘Emanet ona sahip çıkanındır.’ Ben bu hisle bu parçayı besteledim. Günün sonunda müzik duygu ile, his ile üretilir. Berrak zihinler ve kabiliyetli eller ona hayat verir. Cumhuriyete inanmayan, onu anlamayan, hissetmeyen birisinin bunu müzikle anlatması da mümkün olamaz. Bize hissetmek nasip oldu, hissimizi birbirimizle paylaştık. Bugün yeni hayaller kurmamızı sağlayanlar, bize emanet etti bu cumhuriyeti. Bugün bağımsızlığın, özgürlüğün kıymetini anlayıp dört elle sarılmamız gereken bir dönemdeyiz.”
Keşke iş hayatındaki tüm liderler ve yöneticiler de bu kadar bilinçli ve duyarlı olsa.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı hepimiz için çok değerli ve daha çok kutlamayı hak ediyor.
Güncel sanat dünyası Paris’te buluşuyor
Güncel sanat takipçileri geçen hafta Londra’da Frieze haftasındaydı.
Bu hafta ise sırada Art Basel’in Paris edisyonu var.
Bu da demek oluyor ki tahtakuruları yüzünden naylonlarla kaplanan koltuklarıyla Eurostar trenleri doluyor taşıyor.
Hatırlayacaksınız, Art Basel geçen yıl ilk defa Paris’te yeni bir sanat fuarı, Paris+ par Art Basel’i düzenledi.
Fuarın ilk edisyonu yüksek satış oranı, şehir çapında programlar ve tabii uluslararası koleksiyonerler ve kurumlardan gelen güçlü katılımla dikkat çekti.
Paris+ par Art Basel’in ilk edisyonu, VIP günleri ve halka açık günleri boyunca toplam 40 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Paris’in kültür kurumları ve şehri ile dinamik bir iş birliği programı sayesinde Grand Palais Éphémère’in ötesine uzandı.
Şehirde 20’den fazla kamuya açık alanda çalışmalar görüldü.
Paris+ par Art Basel’in açılış edisyonu Fransa’da yer alan 61 katılımcı da dahil olmak üzere 30 ülke ve bölgeden önde gelen 156 galeriyi bir araya getirdi. Yeni bir fuar olmasına rağmen Paris’in bir kültür başkenti olarak uluslararası konumunu daha da güçlendiren bir etkinlik oldu.
Fransa’dan güçlü bir galeri listesine Avrupa, Afrika, Asya, Kuzey ve Güney Amerika ve Ortadoğu’dan gelen katılımcılar, yüksek kalitede küresel bir vitrine çıkmak için fuara katıldı.
Paris+ par Art Basel’in ilk edisyonuna Fransa ve Avrupa, Amerika, Ortadoğu, Asya ve Afrika’dan önde gelen özel koleksiyonerlerin yanı sıra müze müdürleri, küratörler ve yaklaşık 140 kültürel kuruluştan üst düzey yöneticiler katıldı.
Bu yıl ise tam 156 galerinin katıldığı fuarın en önem verdiği bölüm genç sanatçıların kutlandığı The Galeries Émergentes.
Geçen yıl fuara özellikle ABD ve Asya’dan daha fazla koleksiyonerin katıldığı da konuşulanlar arasındaydı.
Bakalım bu yıl da öyle mi olacak?
Hatırlatalım, Paris+ par Art Basel 19 Ekim’de başlıyor, 22 Ekim’e kadar devam edecek.