Sedat Kaya / YENİÇAĞ
Güçlülerin iradesi, zayıfların ise umudu vardır.
Ama güçlülerin iradesi çok kez zayıfların umudunu kırar.
Galatasaray’ın öyle güçlü bir kadrosu var ki, kazanma iradesini sahaya koyduğu zaman zayıf takımların umudunu kırıyor.
Çünkü bir futbolcusu sussa, diğeri konuşuyor, bir yıldızı dursa diğeri parlıyor.
Ama bu iradede süreklilik sağlayamayınca rakibin umutları yine yeşeriyor.
Örnek bu akşamki İstanbulspor maçı.
10 günde 4. maçına çıkan Galatasaray ahım şahım bir futbol oynamasa da, tempo tutturamasa da, zayıf rakibinin puan umudunu özellikle ilk yarıdaki kazanma iradesiyle yok etti.
Düdükle birlikte oyunu yöneten, yönlendiren, pozisyon yaratan, golü arayan Galatasaray’dı.
7 dakikada 3 net pozisyon, İstanbulspor’a “3 puanı alacağım” mesajıydı.
Sarı Kırmızılılar kazanacaklarından o kadar emindiler ki, fantaziye bile kaçtılar.
36.dakikada kazanılan penaltı vuruşu ender görülen bir fantaziydi. Penaltıda İcardi’nin isteği üzerine Kerem topun başına geçti, herkes Kerem’den tek vuruş beklerken o topu soluna attı, arkadan gelen İcardi kaleyi bulamadı.
Belli ki, daha önce çalışılmış bir organizasyon.
Ama oyun golsüz devam ederken bu fantaziye gerek var mıydı?
Onu da Okan Buruk düşünsün.
Bu maçta bir kez daha gördük ki, Galatasaray’da İcardi ile en iyi anlaşan, onu en çok topla buluşturan isim Kerem Aktürkoğlu.
Ne Zaha, ne bir başkası.
İcardi birlikte oynayınca Galatasaray’ın hucüm organizasyonları bir başka oluyor.
Fantazi penaltıda golü bulamayan bu ikili, kaçan o penaltıdan 6 dakika sonra yine sahne aldı ve Kerem adrese teslim pasını, İcardi de tek vuruş ustalığını konuşturdu.
Bu gol 3 puanı getiren gol oldu.
Ama gerçek şu ki, Galatasaray geçen sezon ki sürekliliğini ve temposunu henüz tutturabilmiş değil.
Tamam, rakip kaleye 8’i isabetli 16 şut, yüzde 72 topla oynama, 590 pas, yüzde 85 pas isabeti, 2 direk, bir kaçan penaltı.
Bunlar güzel istatistikler.
İyi de İstanbulspor 2.yarıda eline geçirdiği pozisyonların birini değerlendirseydi ne olacaktı?
1-0’lık skor 3 puana yetecek miydi?
Yandı gülüm keten helva.
Özetle, Galatasaray bu temposuz futboluyla Türkiye’de konuşur ama Avrupa’da sustururlar.
Oysa bu süper kadro Türkiye için değil Avrupa için kurulmadı mı?